geleneksel mimarlık

Geleneksel ve Modern Mimarlık Arasındaki Fark Nedir?

Yapı tasarımı, fonksiyonel ve estetik unsurların aynı anda planlamasını gerektirir. Geleneksel ve modern mimarlık üslupları arasında bu açıdan bazı farklar bulunur. Her iki disiplin de kendine özgü artı yönlere ve işlevsel unsurlara sahiptir. Kaleme aldığımız bu blog yazısında iki tasarım üslubunu farklı kılan özelliklerden bahsettik.

Geleneksel Mimari Nedir?

Geleneksel kavramı; eskiye dayanan ve nesilden nesle aktarılan alışkanlıkları, pratikleri ve formları tanımlamak için kullanılır. Bu kavram, mimaride kullanıldığında yeni ve modern yöntemlerle değil, kuşaktan kuşağa aktarılan pratiklerle tasarlanan binaları ifade eder. Her kültürün kendine özgü, yerel bir mimarlık üslubu vardır. Bu üslup, bölgenin kültürü ve coğrafi koşullarıyla şekillenir.

Geleneksel mimari her zaman eski olanı ifade etmez. Modern öncesi dönemde benimsenen yöntem ve formlar, modern üslupta da kendini bulabilir. 1980’li yıllarda ortaya çıkan Yeni Şehircilik (New Urbanism) akımı buna örnek gösterilebilir. Söz konusu akım; doğal ve geleneksel formların yeni yapıtlarda kullanılmasını hedefler.

Modern Mimari Nedir?

İnovasyon ve teknolojiye bağlı olarak gelişen yapı tasarım ekolü modern mimarlık olarak adlandırılır. Bu ekol, 19’uncu yüzyılın ortalarında ortaya çıkmıştır. Söz konusu üslubun temeli Sanayi Devrimi’nden sonra gelişen konut ihtiyaçlarına dayanır. Bu kapsamda; çağdaş, işlevsel ve minimal unsurların ön plana çıktığı bir yapı tasarım modeli benimsenmiştir.

Modern mimari, geleneksel tasarım biçimlerinin reddedildiği bir yöntemdir. Örnek vermek gerekirse, modern iç tasarım stilleri büyük ölçüde Victoria döneminin dekorasyon anlayışının reddedilmesine dayanır. Söz konusu üslup, kalabalık nüfusun yaşadığı kentlerde daha efektif yaşam alanları yaratabilmek amacıyla şekillenmiştir. Her ne kadar geleneksel tarzın estetik formlarını uygulamak mümkün olsa da iki tasarım biçimi pratik ögeler bakımından ayrılır.

Geleneksel ve Modern Mimarlık Arasındaki Farklar Nelerdir?

Geleneksel ve modern mimarlık biçimleri arasındaki başlıca farklar şunlardır:

Kat Planı

Geleneksel konut biçimleri genellikle daha geniş bir alana sahiptir. Kendi müstakil alanına sahip olan bu binalarda ortak alanların geniş olduğunu fark etmek mümkündür. Bu durum, çok sayıda eşyanın ve unsurun kullanılmasını zorunlu kılar. Eşya yoğunluğu, birçok farklı kültürdeki geleneksel mimarı tarzının temel özelliklerinden biri olarak kabul edilir.

Modern mimarlık ise sanayi devriminden sonra yaygınlaşan konut biçimleriyle ortaya çıkmıştır. Apartman dairelerinin ve banliyö evlerinin düzenlenmesi için geliştirilen bu disiplin, küçük ve işlevsel tasarımlar ortaya koyma amacına dayanır. Örnek vermek gerekirse, geleneksel Türk evlerinde mutfak için ayrı bir oda bulunur. Ancak açık mutfaklı tasarımlar modern konut biçimlerinde oldukça yaygındır. Söz konusu disiplinde temel amaç alandan olabildiğince tasarruf etmektir.

Pencere Yerleşimi ve Aydınlatma

Doğal ışık kullanımı, modern mimarinin vazgeçilmez unsurlarından biridir. Söz konusu mimarlık üslubu, çevresel faktörleri konut tasarımına dâhil edecek biçimde oluşturulmuştur. Bu yüzden, modern mimaride eve daha fazla naturel ışığın girmesine izin veren büyük pencereler tercih edilir. Söz konusu tasarım, iş yeri mimarisi için de geçerlidir. Özellikle 19. Yüzyıldan sonra inşa edilen binalarda daha geniş pencerelerin tercih edildiğini görmek mümkündür.

Geleneksel mimarlık üslubunda daha çok küçük ve simetrik yerleştirilmiş pencereler yer alır. Bu pencerelerin bazıları geleneksel vitraylar ve el oymalarıyla kapatılarak ışık belli ölçüde kesilebilir. Pencerelerin boyutları ve yerleşimi modern üsluba göre oldukça farklıdır. Bu tasarım, yapay ışık kullanımının bir gereklilik hâline gelmesini sağlar. Söz konusu durumun sebeplerinden biri geleneksel evlerde yemek depolamak için güneş ışığından yalıtılan alanların olmasıdır.

Malzeme Seçimi

Tuğla, ahşap, sıva ve taş gibi malzemeler geleneksel tasarımlarda daha çok ön plana çıkar. Bu malzemeler genellikle bulunulan coğrafyanın doğal rezervinden elde edilir. Türkiye’nin Güneydoğu’sunda kerpiç evlerin, Karadeniz’de ise ahşap yapıların daha yaygın olmasının sebebi budur. Söz konusu tasarımların temel amacı, yerel malzemelerden yararlanarak maliyeti düşürmektir. 

Modern mimarlıkta farklı bir malzeme skalası söz konusudur. Bu tasarım biçiminde beton, güçlendirilmiş çelik hatta plastik gibi malzemeler kullanılır. Ahşap gibi unsurlar ise yapının estetik tasarımında kullanılabilir. Ayrıca, özellikle 19 ve 20. Yüzyılda yapılan tasarımlarda tuğla kullanımına sık rastlanır. Bu malzeme, günümüzde endüstriyel üslubu yansıtmak için konut tasarımlarında da tercih edilebilir.

Mobilya Tasarımı

Geleneksel ev denilince akla gelen ilk detaylardan biri kahverengi tonlarında, oymalı ve desenli mobilyalardır. Özellikle Victoria dönemindeki mobilya tasarımlarında ve bundan esinlenerek oluşturulan diğer ekollerde oymalı, geniş yer kaplayan ve yüksek dayanıma sahip mobilyalar görmek mümkündür. Genellikle ahşaptan üretilen bu eşyalar, geleneksel mimarlık üslubunun vazgeçilmez unsurları arasındadır.

Modern tasarım stilinde estetik, işlevsel ve az yer kaplayan mobilyalar tercih edilir. Yüksek dayanım, bu tarzda önemli bir unsurdur. Ancak eşyaların evin genel konforuna ve tasarımına hitap etmesi gerektiği kabul edilir. Diğer yandan, fonksiyonel ve modüler mobilyalar modern mimarlıkta sık kullanılır. Örneğin, bu tasarımlarda çekyatlara, katlanan masalara ve geniş depolama alanlarına sahip mobilyalara yer verilir.

Projeniz için detaylı
bilgi almak için formu doldurun