İnsan ile mekân arasında her zaman kuvvetli bir bağ vardır. Bu ilişki, iç mimarinin yalnızca estetikten ve fonksiyondan ibaret olmadığını, aynı zamanda insan yaşamını şekillendiren önemli bir konu olduğunu gösterir. Yaşadığımız, çalıştığımız mekânlar ruh hâlimizi, davranışlarımızı hatta fiziksel refahımızı etkiler. Hazırladığımız bu içerikte iç tasarım ile psikoloji hakkındaki derin ilişkiden bahsettik.
İç Mimari Psikoloji Açısından Neden Önemlidir?
İç mimari, esas olarak bir atmosfer yaratım sürecidir. Bu mimari üslubu, kişinin nasıl bir ortamda yaşayacağını ve çalışacağını belirler. Mekandaki hareket kabiliyetinden görsel unsurlara, ışığın yansımasından eşyaların kullanımına kadar bütün unsurlar söz konusu disiplin doğrultusunda yapılan tasarımlarla belirlenir. Dolayısıyla, iç mimarlık insanın yaşamını ve psikolojisini doğrudan etkiler.
İnsan ile mekan arasındaki ilişki, nörolojik çalışmalara dayanan pek çok araştırmada da ortaya konmuştur. Örneğin, Tahran Üniversitesi’nde yapılan ve EEG gibi beyin aktivitesi izleme araçlarına dayanan bir çalışma, nöral aktivitenin mekan karşısında ciddi anlamda değiştiğini ortaya koyar. Sanal gerçeklik uygulamalarından da yararlanılarak yapılan bu çalışma, beyin kimyasının mekana tepki verdiğini ve ferah alanlarda belli bir rahatlama görüldüğünü ortaya koymuştur.
Sonuç olarak; evinizde ya da iş yerinizde uyguladığınız tasarım orada bulunan insanların psikolojik durumunu, davranışlarını ve sağlığını şekillendirir.
İç Mimaride Psikolojik Açıdan Önemli Olan Unsurlar Nelerdir?
İç mimaride sağlıklı bir ortam yaratmak için dikkat edilmesi gereken başlıca unsurlar şunlardır;
İyi Hissettiren Alanlar Oluşturun
Evinizin ya da iş yerinizin iyi görünmesi önemli olmakla birlikte tek başına yeterli değildir. Bu mekân aynı zamanda içeride bulunan kişileri iyi hissettirmelidir. Doğal ve yapay aydınlatma, renkler, akustik, doku ve mobilya düzeni gibi unsurlar bu amaçla tasarlanmalıdır. Söz konusu faktörler, insanların görsel, işitsel ve fiziksel durumunu dolayısıyla nasıl hissettiğini belirler.
Psychology Tomorrow yazarı Chloe Tylor; iç mimari ile psikoloji arasındaki ilişkiyi şu şekilde tanımlar:
“İç tasarım ile duygularımız arasındaki bağ son on yılda oldukça dikkat çekmiş olsa da çevre psikolojisi yıllardır insanların farkında olduğu bir konu. Hint Vastu Shastra, Çin Feng Shui gibi akımlar sinirbilimin yükselişinden sonra dikkat çekmeye başladı. Bu konularda yapılan araştırmalar, iç tasarım ögelerinin insanlarda olumlu ya da olumsuz duygusal tepkiler uyandırdığını gösteriyor. Söz konusu bulgular, yaratıcılığı, huzuru ve mutluluğu teşvik etmek amacıyla dekoratif unsurları bilinçli olarak manipüle eden mekanlar tasarlamanın kapısını açıyor.”
İç tasarımdaki her unsur, psikolojimiz üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Bu konuda öne çıkan başlıca unsurlar denge, simetri, orantı ve uyumdur. Söz konusu etkenlerin mimari üslubunda uyumlu bir biçimde planlanmış olması gerekir. Bu faktörlere dayanarak psikolojik açıdan sağlıklı bir ortam yaratmak mümkündür.
Mekan Algısı Yaratın
Görünüm, izlenimi belirleyen temel unsurdur. Bir mekana girdiğimizde ilk olarak oranın nasıl göründüğünü algılarız. Dolayısıyla, uyumlu ve sağlıklı bir alan yaratmanın ilk adımı da görünüm unsurunu etkili bir biçimde kullanmaktır. Tasarım konseptini bir bütünlük içinde belirleyerek uyumlu bir algı yaratabilirsiniz.
Kognitif algı üzerine yapılan pek çok çalışma açık ve ferah mekânların dar alanlara göre daha sağlıklı bir algı oluşturduğunu gösterir. Ferahlık duygusu, ruh hâlini olumlu etkiler. Bu duygu aynı zamanda yaratıcılığı da büyük ölçüde artırır. Ofis tasarımında açık plan uygulamak ve ferah alanlar yaratmak bu yüzden büyük bir öneme sahiptir. Çalışma mekanını veya yaşam alanlarını bu prensiple tasarlayarak huzur verici bir atmosfer oluşturmak mümkündür.
Doğal Işığın Gücünden Yararlanın
Aydınlatma, ruh hâlini belirleyen unsurlardan biridir. Işık kullanımı, mekân psikolojisinin ayrılmaz bir parçasıdır ve ortamın nasıl bir görünüme sahip olduğunu belirler. Aydınlığın psikoloji üzerindeki etkisini gösteren pek çok çalışma bulunur. Doğru aydınlatılmış bir mekana girmek enerjiyi yükseltir ve ruh hâlini iyileştirir. Bu unsur iç mimarinin temel bileşenlerinden biridir.
Doğal ışık, iç mimaride önemli unsurlardan biridir. Naturel aydınlatmanın gücünden yararlanarak ferah ve sağlıklı ortamlar oluşturmak mümkündür. Bu prensibe dayalı bir tasarım uygulayarak yaratıcılığı, üretkenliği ve olumlu düşünceleri tetikleyen bir ortam oluşturabilirsiniz. Diğer yandan, doğal ışığın etkin bir biçimde kullanılması uyku kalitesini ve fiziksel sağlığı da iyileştirir.
Yapay Aydınlatmaları Doğru Kullanın
Her odanın kendine özgü bir aydınlatma düzeni olmalıdır. Bu prensip; evlerin yanı sıra ofis, restoran gibi alanlar için de önemlidir. Mekanların insanların zihninde yarattığı çağrışımlar ve kullanım ihtiyaçları farklıdır. Bu yüzden aydınlatma sistemleri, alanın fonksiyonuna göre ayarlanmalıdır.
Denge, aydınlatmada dikkat edilmesi gereken önemli unsurlardan biridir. Işık şiddeti, iç mekânı görünür kılacak yüksek olmalı fakat rahatsız edici bir parlaklıkta olmamalıdır. Doğal ışığı taklit eden bir yapay aydınlatma düzeniyle akşam saatlerinde de ferah bir ortam oluşturmak mümkündür. Bu sayede aydınlatma sistemini efektif bir biçimde kullanarak sağlıklı bir ortam yaratabilirsiniz.
Renk Seçimine Önem Verin
Renk, ruh hâlini belirleyen önemli etkenlerden biridir. Lund Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma iç mekânda kullanılan tonların beyin dürtüleri üzerinde güçlü bir etkiye sahip olduğunu ortaya koyar. Örnek vermek gerekirse; aşırı koyu tonların kullanılması boğucu bir atmosfer yaratarak ortamdaki mutsuzluk hissini artırabilir. Aşırı parlak tonlar ise yüksek seviyede uyarım sağladığı için rahatsız edici bir his yaratır. Renk seçimi yaparken dengeli olmak bu açıdan oldukça önemlidir.
İç mimari tasarımında kullanılan her renk psikolojik bir deneyim sağlar. Bu tonlar; mekanda bulunan kişilerin ruh hâlini, duygularını ve davranışlarını büyük ölçüde etkiler. Örneğin; beyaz ve krem gibi tonlar doğal ışığın sirkülasyonunu kolaylaştırır. Dolayısıyla bu renk tasarımı, mekandaki psikolojik dinginliği artırarak fiziksel sağlığı destekler. Bu konuda doğru seçimleri yaparak huzurlu ve dingin bir atmosfer yaratabilirsiniz.
Udesign olarak yaptığımız işlerde iç mimari disiplinini estetik ve fonksiyonel yönlerinin yanı sıra sağladığı fayda ile de ele alıyoruz. Bu prensiple yaşam ve çalışma alanlarında sağlıklı bir atmosfer yaratmak için özel çözümler üretiyoruz.