En sevdiğiniz kafede, neden saatlerce hiç bıkmadan oturabildiğinizi düşündünüz mü? Elbette yanınızdaki sevdikleriniz ve mekanın birbirinden eşsiz lezzetleri bu duruma etki ediyordur ancak bunun büyük bir nedeni daha var! Bu da bu mekanların iç dekorasyonudur.
İç dekorasyon, sadece görünümün düzenlenmesi değil, bu görünümün insanların ruh haline hitap edecek bir şekilde düzenlenmesi demektir. Yani dekore edilen alan içerisinde bulunan kişiyi olumlu açıdan etkilemeli, bu alanda rahatlıkla saatler geçirebilecek kadar huzurlu ve mutlu etmelidir. Bu nedenle dekorasyonda buna uygun mobilyalar seçilmeli, duvar renkleri insanın içini ferahlatmalı, seçilen tablo, süs eşyaları ve hatta bitkiler de mekana uyum sağlamalıdır. Her mekanın kendine özgü bir karakteri ve teması vardır. Bu nedenle bu karaktere ve temaya uygun bir dekorasyon yapılması mekanın kararlılığı açısından önemlidir.
Söz konusu evler olduğunda ise, iç dekorasyonda önemli olan nokta ev sahibinin karakterine uygun olarak düzenlenmesidir. Ev sahibinin sevdiği renkler, karakterine hitap eden tablolar, sevdiği tarzda mobilyalar, bir ev dekorasyonunda yer almalıdır. Bu eşyalar, ev sahibin rahat edeceği şekilde yerleştirilmeli ve kullanım alanları kısıtlanmamalıdır.
Bir iş yerinde ise iç dekorasyon ne kadar özenli yapılırsa, sizin kara geçmenize yardımcı olacak müşterilerin psikolojisine oynayacaktır. Ayrıca, içerisinde bulunan çalışanların çok daha verimli bir performans sağlamalarına yardımcı olacaktır. Karanlık, boğucu ortamlarda çalışanların iş verimliliği düşecek ve bu durum işletmenin maddi olarak zarar görmesine de neden olacaktır.
Bu nedenle ofis, iş yeri gibi ortamların dekorasyonunun insanların ruh haline olumlu etki edecek şekilde tasarlanması gereklidir.
İç dekorasyon iç mimari ile karıştırılmamalıdır. İç mimari genellikle bir alanın fonksiyonelliği ve mimari özellikleri ile alakalı iken iç dekorasyonda, bu mimari alanı tamamlayıcı özellikler bulunur. Dekorasyonda renkler ve tamamlayıcı öğeler önemlidir ve mobilyaların ve diğer eşyaların konumu da önemlidir. Ancak iç dekorasyonda aynı zamanda fonksiyonellik de göz önünde bulundurulmalıdır. Dekorasyon öğelerinin mekanın kullanım alanlarını kısıtlamasına izin verilmemeli, alanlar mümkün olduğunca kullanışlı hale getirilmelidir. Yani iç dekorasyon hem göz hem de kullanıma hitap etmelidir.