Mimarlık, çeşitli amaçlarla kullanılan binalar tasarlama sanatıdır. Tasarlanan yapının mimari bir eser sayılabilmesi için, altın orana uygun olması gerekir. Mimarlık, insana hizmet eder. Lüks, rahat ve sağlıklı bir yaşamın mücadelesini verirler. Geçmiş dönemlere ait edindikleri bilgileri bugüne uyarlarlar.
Mimarlıkta iş alanı çok geniştir. Evler, iş yerleri, okullar, hastaneler, alışveriş merkezleri, camiler gibi pek çok örnek sayılabilir. Ama en temel alanlarının evler olduğunu söylemek çok yanlış olmaz. Barınma, geçmişte günümüze, her çağda, temel bir ihtiyaç sayılmıştır. Bu bilginin ışığında, diyebiliriz ki, mimarlık yeryüzündeki en eski sanatlardandır.
Yazının icadından çok daha önceki dönemlerde, mimari bulunmaktadır. Mesela, Anav, Afanasyevo ve Andronovo kültürlerine ait kulübelerin, yalnızca barınmak için yapılmadığı düşünülmektedir. Ve bu kulübelerde mimarlık izlerine rastlanır.
Mimarlar, yalnızca binaların dışlarını değil, içlerini de tasarlar. Çünkü rahat ve kullanışlı alanlar yaratmaya çalışırlar. Yapıların mimari özellikleri, bulundukları bölgelerin iklimleri ve kültürel özellikleri ilgilidir. Mesela ülkemizin güneydoğusunda, sıcaklık çok yüksek seyrettiği için taş, kuzeyde ve güneyde, nemin yoğun olduğu bölgelerde, ahşap malzeme kullanılması bundandır.
Mimari, dönemsel olarak farklı kültürlerin etkisi altında kalmıştır. Bunun nedeni mimarların etkilenmiş olmasıdır. Doğal olarak bu etki, eserlerine de yansımıştır. Farklı tarzların oluşma nedeni budur. Mesela Barok ve Rokoka, batıyı örnek alıp ona yönelme sürecinde ortaya çıkan tarzlardır. Doğabilecek bütün etkileşimler normaldir. Ve kendini yenilemenin gereğidir. Aslında buradaki kilit nokta, kendi kültürünü özümsemektir. Etkilendiğimiz kültürlerle kendi kültürümüzü harmanladığımızda yeni tarzlar oluşur.
Bunun için genç mimarlara düşen bir takım görevler vardır. Bugünün mimarisini takip etmek çok önemlidir. Konferanslar ya da fuarlar iyi birer seçim olabilir. Bunun dışında tarihi eserleri çok iyi tanımak gerekir. Ülkemiz bu açıdan zengindir. Her mimar, en azından bulunduğu ilde, geçmişteki ünlü mimarların eserlerini incelemelidir. Onların mantığını kavramak, önünde çok daha büyük ufukların açılmasını sağlar. Unutulmamalıdır ki, her Mimarlık bölümünü bitiren insan mimar olamaz. Bunun için, ellerinden geldiğince, kendilerini geliştirmeleri gerekir. İlk birkaç yıl, işinde iyi tecrübeli bir mimarın yanında çalışırlarsa, iş dünyasındaki atılımları, çok daha kolay olacaktır.